Adamın biri eski bir macerasını kahvede arkadaşlarına anlatıyordu.Macera şöyleydi:
-"Ben dağa çıkmıştım.Önüme bir anda kocaman bir ayı çıktı.Ben kaçmaya başladım.Ayı beni kovalıyor ve bana daha çok yaklaşıyordu.Ayı tam pençeyi yapıştırcak ,kayıp düşüyordu.Bu 2-3 kez oldu böyle."
Kahve de oturan adamlardan biri şöyle dedi:
"Abi ben olsam altıma yapardım.
Adam cevap verir.
-"Lan ayıoğlu ayı, ayı neye basıpta düşüyor sanıyorsun!!!"
Ava giden avlanır.
Avcı ormanda avlanırken yorgun düşer ve bir ağaç altında uykuya dalar.
Aradan biraz zaman geçer, uyandığında tüfeği alınmış ve etrafında yamyamlar dans etmektedir.
Adam korku içinde söylenmeye başlar:
'Evet şimdi ya**ğı yedik'
O anda yukarıdan bir ses gelir;
-Korkma sana hiç birşey olmayacak:
'Hemen yanındaki mızrağı al ve tam karşındaki tüylü olan şeflerinin kalbine fırlat'
Avcı can havliyle mızrağı alır ve şeflerinin tam kalbine fırlatır.
Şef ölmüştür ve ortalık bir anda sessizliğe boğulur.
İşte o zaman yukarıdan bir ses daha gelir:
'Evet şimdi ya**ğı yedin.'
Hızlı koşu
Bir Amerikali ile Japon safari'ye çıkmışlar.
Her ikisi de son teknolojik silahları ile birbirlerine nazire yapmak için yanlarına almışlar.
Derken uzakta bir aslan görünmüş.
Amerikalı lazer tüfeğini doğrultmuş ve aslana ateş etmiş.
Ama karavana.
Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfeğini doğrultup ateş etmiş.
Fakat o da karavana.
Aslan bizimkileri farkedince üzerlerine doğru gelmeye başlamış.
Amerikalı bir yudum viski içip acı sonu beklemeye başlamış.
Japon hemen botlarını çıkarıp spor ayakkabılarını giymeye başlamış.
Amerikalı sormuş :
-Ne o, aslandan hizlı mı koşacaksın ?
-Yoo, senden hızlı koşsam yeter...
Aslan
Birgün iki kuzen aslan avına çıkar. kuzenler akşama kadar aslan aralar ama bulamazlar. Akşam tam dönerken karşılarına bi aslan çıkar.
Kuzenlerden biri çalıların arkasına saklanır ve diğerine ağaca cıkması söler.
Ağaca çıkanı aslan görür ve arkasından tırmanmaya başlar, ağaçtaki kuzen bağırırı:
- Lan vur şunu
diye.
Aşağıdaki kuzen, aslana nişan alır ve sıkar ama aslanı sol taşşağından vurur. Canı yanan aslan azimle tırmanmaya başlar.
yukardaki kuzen yine bağırır:
_ lan vursana şunuuuu
diye.
Aşağıdaki
- hah şimdi vurcam
der ve ateş eder.
Bu defa aslanı sağ taşşağından vurur.
Ağaçtalki kuzen iyice sinirlenir ve bağırır
- lan o.... çocuğu aslan beni si... meye değil yemeye geliyor yemeyeeee
diye.
Tilkinin kulağı kaşınmış
İki avcı sohbet ediyormuş, birisi sana bir av hikayemi anlatayım deyip başlamış.
-Ben bir kurşunla tilkinin hem kulağıdan hemde arka bacağından vurdum, der demez diğeri atlamış ve :
-Ne büyük yalan bir kurşunla bu dediğin olurmu ? deyip gülerken diğeri :
-Niye olmasın ben nişan alıp ateş ederken tilki ayağıyla kulağını kaşıyordu . demiş.
Vurun bu iti
Bir araştırma grubu eşine ender rastlanan maymun türlerini araştırmak için
bir köye giderler. Bu köyde bu maymunları yakalayabilecek bir adam bulurlar,
adam maymun başına 100 dolar ister ve anlaşırlar. Ormanda yürürken adam
ağaçta bir maymun görür. Ağaca bir omuz atar maymun düşer ve köpeği maymunu becerir,
maymun sersemler ve yakalarlar. Devam ederler ve bir başka ağaçta bir maymun daha,
aynı şekilde maymunu yakalarlar. Yine yola koyulurlar ağacın birinde bir maymun
daha, adam ağaca omuz atar fakat maymun düşmez, tekme atar yine düşmez, son çare
adam ağaca çıkıp maymunu aşağıya atacaktır. Tüfeğini yanındakine verir ve derki
-Şayet ağaçtan ilk önce ben düşersem vurun bu iti ..! der .
Boz kartal
Milli Park Polisleri, adamın birini, nesli tükenmekte olduğu için koruma altına alınan bir
Boz Kartal'ı kesmiş, pişirip yerken görmüş ve derhal tutuklamışlar...
Mahkemede adamın avukatları müthiş bir savunma yapmışlar:
- Bu adam ormanda yolunu kaybetmişti. Günlerdir aç olduğu için ya kartalı öldürecekti, ya kendisi ölecekti.
Yargiç bu savunmayı kabul edebileceğini söylemiş. Kararını açıklamadan önce, sanığa dönmüş:
- Son bir şey sormak istiyorum. Ben de av meraklısıyım da.. Bu Boz Kartalın tadı nasıl bir şey?
- Valla efendim! Tam olarak Kelaynak ile Mavi Gagalı Puhu Kuşu tatlarının arasında bir şey..!
Üçüncü kadın
Adam balık tutuyor. Bir elinde oltası öbür elinde ise bir taşı tutmuş vaziyette havada...
Kadın yanına yaklaşıyor ve soruyor:
- "Oltayı anladım da, bu taşı neden böyle tutuyorsunuz?" Adam:
- "Bir şartla söylerim!" Şartı duyan kadın kızıp gidiyor ama merakını yenemiyor, tekrar dönüp geliyor.
"Peki diyor şartını yerine getirelim; ondan sonra söyle bu taşı neden böyle havada tuttuğunu..
" Şart yerine geldikten sonra adam taşı neden öyle havada tuttuğunu açıklıyor..
- "Bu oltaya sabahtan beri hiç balık vurmadı. Ama sen bu taşa düşen üçüncü kadınsın."
Beş avcı
Beş avcı ava çıkmış. Yolda küçük bir deliğe raslamışlar.
İçlerinden en deneyimli olanı yatın yere buradan tavşan çıkacak demiş.
Herkes yatmış yere az sonra gerçekten tavşan çıkmış ve vurmuşlar torbaya koymuşlar.
Ava devam ederlerken biraz daha büyükçe bir delik görmüşler, yine tecrübeli avcı
yatın yere buradan tilki çıkacak demiş ve herkes yatmış tilki çıkmış ve vurmuşlar.
Ava devam ediyorlar yine karşılarına daha büyükçe bir delik çıkmış karşılarına yine
tecrübeli olan yatın yere buradan ayı çıkacak demiş ve yatmışlar, ayı çıkmış ve vurmuşlar.
Herkes tecrübelinin herşeyi bildiğine karar vermişler ne derse yapıyorlarmış, devam
ederlerken karşılarına oldukça büyük bir delik çıkmış ve Tecrübeli avcı yatın yere
demiş herkes yatmış içlerinden biri buradan ne çıkacak usta demiş. Tecrübeli düşünmüş
valla çocuklar buradan ne çıkacağını bende bilmiyorum demiş. Ertesi sabah bütün gazeteler:
"Tünel çıkışında beş avcı tren altında kalarak can verdi" diye yazıyormuş.
Ayı nereden bilsin
Avcılar kendi aralarında atıp, tutuyorlarmış. Avcının biri;
- Geçenlerde İstanbul'da Belgrad Ormanlarında ava çıkmıştım. Birde ne göreyim, karşımda 5 metre boyunda bir ayı.
Avcılardan biri hemen atılır:
- Hadi be sende İstanbul'da Belgrad Ormanlarında ayı ne gezer.
Avcı hemen cevap verir:
- İyide arkadaş Allah'ın ayısı oranın Belgrad Ormanı olduğunu nerden bilsin.
Köpeğin sadık mı ?
-Köpeğinizi satın almak istiyorum ama sadık mıdır?
-Hem de fazlasıyla sadık. Size bu konuda yüzde 100 garanti verebilirim.
-Nasıl bu kadar emin olabilirsiniz?
-Şimdiye kadar 5 kere sattım. Her seferinde de geri geldi.
İtiraf Et
Frankie ayı avlamak için tek başına ormana gidiyor...
Elinde tüfeğiyle ormanda gezerken karşısına küçük kahverengi bir ayı çıkıyor, o da hemen ateş edip öldürüyor...
Tam ayının yanına gidecekken omzuna pat pat bir el dokunuyor, başını bir çeviriyor ki arkasında kocaman siyah bir ayı...
Ayı diyor ki:
- "Sen en iyi arkadaşımı öldürdün...Şimdi iki seçeneğin var":
- Ya seni parçalayıp yiyecegim ya da seni burada bir güzel becereceğim..."
Frankie çaresiz ikinci seçeneği kabul ediyor...
Siyah ayının işi bittikten sonra Frankie eve dönüyor.
2 hafta ağrılar içinde kıvranıyor ve aklına koyuyor:
- "Gidip o siyah ayıyı bulacağım, intikamımı alacağım"
Haftasonu Frankie tekrar ormana gidiyor...
Akşama kadar bakmadığı yer kalmıyor, sonunda siyah ayıyı buluyor..
Tüfeğini ateşlediği gibi ayıyı öldürüyor..
Tam yanına gidecekken yine omzuna bir el dokunuyor, bir bakıyor bu kez arkasında kocaman kahverengi bir ayı:
- "Sen kardeşimi öldürdün...Şimdi iki seçeneğin var:
- Seni parcalayıp yiyeceğim ya da bir güzel becereceğim..."
Frankie yine parçalanmaktansa diğerine razı oluyor...
Büyük kahverengi ayının işi bittikten sonra, Frankie yerinden kıpırdayamıyor. Ertesi sabah birileri
onu bulunca hastaneye kaldırıyorlar, haftalarca yatıyor ve yine aklına koyuyor:
- "Gidip o kahverengi ayıyı bulacağım, bu yaptığını canıyla ödeyecek"
Ve Frankie haftasonu yine ormana gidiyor....
Yine epey bir dolaştıktan sonra büyük kahverengi ayıyı buluyor, hemen vurup öldürüyor...
Tam yanına gidecekken yine omzuna bir el dokunuyor...
Bir arkasını dönüyor ki, bugüne kadar gördüğü en iri yarı kocaman bir ayı... Bizimkine gülüyor:
- "Hadi Frankie itiraf et, sen buraya ayı avlamaya gelmiyorsun...."
Koparsan bile
Bir kazanın kaymakamını yemeğe alırlar ve yemeğe
kaymakam yazı işleri müdürünü de yanına alır, almasının tek sebebi kaymakam fazla yalan atarmış.
Kaymakam yazı işler müdürüne demiş
" Ben fazla atarsam kamışıma ip bağlıyacağım,
ipin bir uçunu sana vereceğim. Sen de çekersin
ben de anlar dorumu düzeltirim." demiş ve yemekten sonra av muhabbeti
açılmış bizim kaymakam dayanamayıp av maceralarını anlatmaya başlamış.
"Bir gün dağda avlanırken önüme 50 kurt çıktı ve ben çiftemi çekip 30 tanesini vurdum."
deyince, yazı işler müdürü ipek çeker kaymakam
" 30 tane yoksa bile 20 tane vardı." der. Yazı işleri müdürü yine ipi çeker kaymakam
" 20 tane yoksa bile 15 tane vardı." der yazı işleri müdürü ipe asılıp çekmeye devam eder kaymakam :
"Koparsan bile 15 in altına inmem." der.
Bıldırcın
İki avcı ava çıkmışlar:
Avları hiç iyi gitmemiş. En sonunda biri ağaçta gördüğü kargayı vurmuş;
- Vurdum vurdum bıldırcın! demiş.
Öbürü :
- Ne bıldırcını? resmen karga bu.
- Hayır hayır bıldırcın bu.
- Geçen karısını vurmuştum da üzüntüden karalar giymiş...
Mo ko ko
Adamım biri ormanda avlanırken yamyamlara yakalanır.
Yamyamlar adamı kendi kabilelerine götürürler ve sonra kabile reisi gelir adama:
"ölüm mü mokoko mu?" diye sorar.
Adam bir an düşünür ölüm desem ölücem mokoko diyeyimde belki kurtulurum "mokoko" demiş.
Kabile reisi arkasını dönmüş ve "oooo mokoko" demiş kabiledeki bütün yamyamlar adamı bir güzel becermişler.
Sonra adamı serbest bırakmışlar. Adam aynı yerde tekrar avlanmaya çıkmış yamyamlar yine bunu yakalamışlar.
Kabileye götürmüşler reis gelmiş yine buna "ölüm mü, mokoko mu" diye sormuş. Adam bu sefer de mokoko dersem gene beni düzerler diye düşünmüş, onun yerine ölürüm daha iyi demiş:
"ölüm" cevabını vermiş.
Reis arkasını dönmüş ve demiş ki:
"ooooooo ölene kadar mokoko."